O, sanat yolculuunu ses, yorum, beste, söz yazar ve oyuncu olarak sürdürür.
Onun doduu kent ülkeye düünürler, sanatçlar verir. Her biri bir ulu çnar. Ziya Gökalpten, Cahit Stk Tarancya, Ali Emiriden, Süleyman Nazife, Celal Güzelsesten, Ahmed Arife, Esma Ocaktan, Gürer Aykala uzanr bu çizgi. Bu ustalarn masalarnda konaklama olana bulmasa da isimlerini tayan okullarda okur ve büyük airlerin iirlerine sevdal büyür.
DIYARBAKIR.
Bir çok yazarn, ozann yazlarna, dizelerine giren gizemli kent. Ankarada dost sofralarnda, iirlerini kendi sesinden dinlediim büyük ozan Ahmed Ariftir, Diyarbakr sevdasn yüreime ileyen: Seni baharmn gibi düünüyorum/ Seni Diyarbekir gibi, / Nelere nelere baskn gelmez ki / Seni düünmenin tad diyor. Kimi yazarn kaleminde Srrn Surlarna Fsldayan ehir kimi yazarn kalemin de Harc, ac ve hüzünle karlm ama umudu her zaman diri tutmu, ebedi kent. Bir erdemli yürek
O, Anadan Diyarbakrldr.
Bir televizyon programnda dinledim yaam öyküsünü, yüreim titredi. Ana karnnda dört aylk iken baba ehri Bingölden göç eyler, talar ve düler kenti Diyarbakra. Baba özlemini üç aabeyi ile giderir. Be yana kadar Abdullah olan ad, babasnn gönderdii nüfus cüzdan ile Mahsun olur. Bu beklenmedik deiim yaamnn ilk fay krdr
Mahsun'un anlam, Osmanlca sözlükte: Güçlendirilmi, korunakl olarak geçer. Kim bilir, uzaktaki baba belki de olunu bu isimle ödüllendirmitir.
Bingölde yaayan anneanneye gidip; babay uzaktan izlemek yazgsdr sanki. Ac veren uzaktan bakmalar delip geçer mi, bilinmez ama savrulmadan yaam yolculuunu sürdürür.
Kentinin yazgsn tayan, onun gibi ismi deien sanatçnn, çocukluu bir yaprak gibi savrulmaz. O, Çok kültürlülük kavram henüz bulunmadan; Mezopotamya topraklarnda çeitli dinlerin, dillerin içinde büyür. Bu kültürel birikimle bugün, Dicle nehrinin sularnda arnan sesi ile ülke snrlarn aar.
O, aile soyaacndan daha çok yaam soyaacndan etkilenir.
Balama ustas Ayhan Barann yüreklendirmesi ilk admn kilometre ta olur. Uzun bir çalma dönemi yaanr. 1983- 1984 yllarnda Diyarbakr ve Mersin ses yarmalarndan gelen birincilikler özgüvenini pekitirir.
Diyarbakrda 1984 ylnda yaplan kasetle yola çkan otobüs sürücüsü Mehmet Tahir Domu, ikinci adm atp, Unkapannda yapmc Mustafa Günee, amatör kaseti dinletir. Bu berrak, pürüzsüz, yank sesi beenen Güne, onu, arar ve Istanbula çarr. Bu kez ana yurdundan yola çkar ve bu ayrlkla özlem yollara düer.
Yaam düü, Istanbulda yeniden çizilen yol haritalar ile sürer. Otel odalarnda yaama öyle inançl, öyle kararl, öyle tutkulu ve sevgi dolu sarlr ki, bu mücadele sonunda ülkenin Ilk Türk Müzii Konservatuarn bitiren sanatçlar arasna girer. O artk alayl deil okulludur.
Dünya kenti Istanbul, sanatç için ehirler anasdr. Büyüklüünden korkmaz, ürkmez, tanmaya, almaya, sevmeye balar. Istanbula yüreindeki Diyarbakrla gelen sanatç, yllar sonra ses duvarn aar. O, artk hem Türkiyeli hem de dünyaldr.
O büyür, yaam soyaac büyür.
Yl 1992. Müzik yapmcs Hilmi Topalolu ile tanr. Bir yl sonra Alem Buysa isimli albümle müzik yaamna adm atar atmaz kitlelerle buluur. Yl 1994 Stara Alem Buysa isimli diziyi çeker. Ilk dizi baka dizilerin habercisi olur ve sanat yaamndaki ilkler yaam öyküsüne yazlr.
Sanatçnn, sanat yaam su gibi akmaz. O, sanat yolundaki dikenleri ayklayarak kararl yürüyüünü sürdürür.Yaad ülkenin sorunlarna kaytsz kalamaz, duyarlln arklar ile dile getirir. 'Insan Haklar', 'Hemehrim', 'Taral', 'Kardelik Türküsü', 'Yklmadm', Ülkem Alar ve Bizden Deildir gibi toplumsal sorunlara besteler yapar. Çünkü O, aclarn sessizce yaayan insanlara tank büyür. O nedenle sessizlerin de sesidir.
O, dostlua bakn öyle yorumlar: Benim büyük bir eleim var, annemin armaan ettii bu elekten bir dolu elenen oldu. Kalan dostlarla yaam sevgili, saygl sürüyor.
Sanatç, Istanbulda anasna oul, oluna baba olarak yaar.
Diyarbakrl esmer zeka, engin gönüllü olmay zenginlik sayar. Müzik dünyasndaki baarlarn evrensel boyutlara tama, sesiyle gönüllere akma mücadelesini Dicle sakinliinde sürdürür.
